16 Eylül 2008 Salı

Oy oranları

Partilerin seçimlerde ne kadar oy alacakları artık ciddi biçimde öngörülebilir oldu, tıpkı genel seçimler öncesi AKP'nin %45 civarında oy alacağının tahmin edilmesi gibi. Bu yüzden ben de bu araştırmalara kulak kabartır oldum. Oy oranlarlarında değişiklikleri izlemek de hoşuma gidiyor. Biraz da taraf tuttuğum bir maç seyreder gibi, AKP'nin oy oranı düştü/düşecek denilince gol atmış gibi seviniyorum :)

Zaman gazetesinden bir haber: partilerin oy oranları. Araştırma yapan özgeçmişi iyi bir şirketin güncel açıklamaları. Zaman gazetesinde olmasına rağmen AKP ile ilgili ciddi şikayetler gözardı edilmemiş. Halkın oyunu neye göre verdiği üzerine yorumlar var. Satırbaşları:
- Hayatında dine önem verenlerin oranı AKP ve CHP'de fazla farklılık göstermiyor. CHP dindar olmayanların partisi değilmiş.
- Halkın yüzde sekseninde oy vermedeki birincil öncelik ekonomik durum, din/laiklik değil. %20 ideolojik oy veriyor.
- AKP, Doğan grubu gibi kavgalara muhtaç çünkü kavga etmezse Türkiye'nin ciddi sorunları, işsizlik, üretim, ekonomi v.b. gündemde olacak ve AKP kaybedecek eleştirilerden.
- Doğan grubuyla olan kavga oy oranlarını pek etkilemez, çünkü insanlar zaten kavgaya kendi taraflarından bakıyorlar.
- Deniz feneri ve diğer yolsuzluk iddiaları sadece küçük miktarda, o da eğitimli ve refah düzeyi yüksek kesimde, etkili olabilir. Bu kesimde oylar AKP'den CHP'ye kayabilir. Maddi durumu iyi olmayanlar zaten kendi ekonomik durumuna göre oy veriyor, yolsuzluk iddialarını umursamıyor. Ecevit çok dürüst olmasına rağmen, bir ekonomik kriz DSP'yi dibe vurdurmuştu.
- Döviz yükselmeye devam ederse, özellikle ekonomik kriz yaşanırsa, AKP ciddi oy kaybeder (%15). Şu anda ekonomi iyi olmasa da devalüasyon gibi olaylar yaşanmadığı için AKP oy oranını koruyabiliyor.
- Yerel seçimler için AKP'nin oy oranı %60 gibi görünüyor. Yerel seçimler, sosyal yardımlaşma ve yerel yönetimle ilgili olduğundan ve AKP de yoksullara yardım ve onlarla iletişim olayını iyi organize ettiğinden yerel seçim puanı daha yüksek. Eğer ekonomik kriz olmazsa yerel seçimlerde AKP 60% alır.
- Mazlum siyaseti (e-muhtıra, kapatma davası v.b.) bi yere kadar etkili olur. Bir yerden sonra halk bunu bir beceriksiklik olarak görür.
- Halkın %37'si 'bu ülkede yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç var' demiş.

Son iki maddeden de yola çıkarak anladığım: AKP kapansaydı, zarar görürdü, beceriksiz olarak görülebilirdi. Tabi bu AKP sonrasındaki yeni oluşumun yapısına da bağlı. Kapansaydı, yenilenmiş bir yapı ile de çıkabilirdi, zorunlu bi revizyon olurdu (Refah'tan AKP'ye geçişteki gibi). Daha da ılımlı islam olurdu :) Kapanmadığı için yeni oluşum yok. Ama halkın yeni oluşum beklentisi devam ediyor, çünkü siyaseti tıkanmış görüyor. Abdüllatif Şener bu boşluğu kendi oluşumuyla doldurabilirse bir sonraki seçimlerde özellikle AKP'den önemli oy çalabilir.

Hadi hayırlı traşlar..

Hiç yorum yok: