11 Mart 2009 Çarşamba

BARSELONA VE YARATICISI GAUDI


Barselona yaptığım kısa ziyaret sonunda en sevdiğim kentlerden biri oldu. Ocak ayı olmasına rağmen güzel bir havada doyasıya gezdik. Gezerken çok yabancılık çekmediğim bu son derece estetik kentin her köşe bucağında karşıma çıkan heykeller ve mimari harikalar çok heyecan vericiydi.


Barselona'nın plastik sanatla çok kendine özgü bir ilişkisi olan bir kent olduğunu söylemeliyim. Mimari plastik sanatla, kent de mimariyle içiçe. Tarih boyunca çok iyi mimarlar geçmiş bu kentten ama bu mimarların en tanınmışı tarzıyla dikkatleri çeken ve barselonayı barselona yapan Antoni Gaudi.


Gaudi bugün kitaplarda, tüm mimarların en yaratıcısı, tüm katalonyalıların en katalonyalısı olarak tanımlanıyor. Mimarlık eğitimini de Barselona’da alan Gaudi, mezun olurken dahi mi yoksa deli mi diyenleri yıllar sonra eserleriyle haklı çıkarmış ve kendi anavatanını yaratmış denilebilir. Bugün Gaudi’nin eserlerinden sekiz tanesi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Süsü mimarinin kaynağı olarak kullanan Gaudi’nin taklit edilemeyen tarzı çağının insanı olmadığının göstergesi.


Kaynaklar Gaudi’nin eserlerinde doğadan ilham aldığını gösteriyor. Kendisi de “Atölyemin hemen dışındaki ağaç benim akıl hocam” diyerek bir doğa aşığı olduğunu ortaya koymuştur. Ünlü yapıtı, halen yapımı devam eden, Sagrada Familia’nın kolonlarının ağaç gövdesi formunda olması gibi doğada gördüklerini taşa çevirmiş. Ağaç dalları, bitki yaprakları, hayvan iskeletleri gibi doğal biçimler onun esin kaynağı olmuş.
Barselona’daki bir diğer önemli yapıtı, fantastik Park Güell de doğayı sevdirmek ve kendi sanatını anlatmak için oluşturduğu bir nokta sanki. Mimari ve doğanın içiçe olduğu parkta, sadece mimari öğelerin peyzajla uyumlu olması değil, sanki mimarinin peyzajın içinden gelmiş görüntüsü, Gaudi’nin doğaya ne kadar yakınlaştığını gösteriyor.

Park Güell’in yanısıra kentin içine yayılmış Gaudi’nin eserlerinin çoğunda Güell ismine rastlıyoruz. Güell Pavilyonu, Güell Sarayı, Güell Mahzeni, Güell Türbesi mevcut. Yazılanlardan öğreniyoruz ki, kendisine prestij de kazandıran bu eserleri aslında ailenin oğluyla kurduğu arkadaşlık sayesinde İspanya’nın zengin Güell ailesi yaptırmış.

Gaudi hakkındaki ilginç notlardan bir tanesi de, onun 1908’de NewYork’ta bir otel yapma önerisi için 300m yüksekliğinde bir bina tasarladığı ve o zaman gerçekleşmeyen bu projenin 11 Eylülde yıkılan Dünya Ticaret Merkezi yerine uygulanmasının önerilmesidir.

Barselona çok fazla ve değişik seçenekler sunan bir kent. Miro, Picasso, Dali müzeleri, muhteşem sahili, Corbusier’in elinin değdiği modern kent, katedraliyle Gotik kent, canlı mankenleriyle La Ramblas, tapas restoranları, flamenko gösteri gibi gezilecek yerleri ve yapılacaklar bitmiyor kentte. Fakat ne yaparsanız yapın gördüğünüz her mozaikte Gaudi karşınıza çıkıyor.